ben zorro'yu antonio banderas ile tanıdım ve sevdim... tabi daha önceden 27 kez uyarlanmış bu karakter...
ama ben ilk kez bir ispanyolun (antonio banderas abim) canlandırdığı... 1998 yılında izlediğim zorro ile alışmıştım bu kahramana... belki de antonia banderas'a hayranlığım desperado'dan sonra bu zorro (1998) filmi ile başlamıştır...
rolüne çok güzel oturduğunu düşünüyorum onun. zorro'nun gerektirdiği herşey onda mevcut. ki zorro özelliği gereği esprili bir karakter olmasından dolayı antonio banderas'ın mimikleri çok süperleştiriyor olayı. yani oyunculuk adına antonio adına hiç bir eksiği yok filmin...
ortalama yedi sene sonra 2. zorro filmini izlemek güzel oldu... sabırsızlıkla bekliyordum zaten siyah pelerinli dostumuzun sinema ekranındaki macerasını... nedense zorro'yu tam olarak kavrayamadığım bazı nedenlerden dolayı çok seviyorum... sanırım tam olarak bir süper-kahraman olmamasından dolayı olabilir.. gerçek bir halk adamı oluşu, diğer
süper-kahramanlar gibi normal-ötesi özel güçlere sahip olmaması gibi... güzel at kullanması, siyahi giyimi ve insansı yönleri ile ilginç bir asalet var onun üzerinde... (odamın duvarını süslemeye başlayan enfes ötesi bir posteri var ki görmeniz lazım.. böylesi bir asalet zor rastlanır cinsten...) belki de mizah anlayışı en gelişmiş kahraman diyebiliriz onun için.. buna tarzı da neden oluyor... genelde düşmanlarını küçük düşürmek ve onlarla alay etmek gibi...
eşi için diyecek bişey yok zaten fanatikleri bilir zeta-jones gayet uygun bir zorro eşidir... gereken herşeyiyle... oğluna gelirsek onu da canlandıran veledi çok güzel seçmişler.. takdir edici... çocuk rol değil bizzat kendini oynuyordu... hiç yapmacık değildi ve sinemada gelmiş geçmiş en iyi çocuk yıldızlardan birisiydi bence.
eksilerinden bahsetmek gerekirse, ilk filmin böyle daha bir bölgesel ve insancıl bir ilerleyişi vardı... misyonu evrenseldi... ama bu film az da olsa zorro'ya abd'ye katılmak isteyen kaliyorniya'ya yardım ediyormuş gibi bir misyon yükleyerek onun merkezinde ilerledi...
zorro'nun potansiyelini kısıtladı haliylen.. böyle eksilerden dolayı konu adına ilk film daha güzel olmuş oldu ama işte benim gibi zorro severler için tüm vaadlerini sonuna kadar sunuyor...
eğlenmek adına sorunsuz bir film... zorronun hapisten çıktığında oğluna "hapishane insanı çok değiştiriyor" demesi gibi, tren üstündeki atın tüneli görünce gözlerinin fal-taşı açılması gibi ayrıntılar çok keyifliydi...
ha unutmadan... ilk filmin müzikleri oldukça muhteşemdi diye burada da hemen hemen aynılarını kullanmışlar. bence devam filmlerinde olması gereken en güzel şey budur... zaten çok sevdiğim marc anthony ve tina arena düetli i want to spend my lifetime loving you şarkısını filmden beri defalarca dinliyorum... halen dinlememiş olanlar "en iyi soundtrack" kategorisinde gözü-kapalı değerlendirebilirler parçayı...
quiero zorro...
me gusta zorro...
duende Neo...
ama ben ilk kez bir ispanyolun (antonio banderas abim) canlandırdığı... 1998 yılında izlediğim zorro ile alışmıştım bu kahramana... belki de antonia banderas'a hayranlığım desperado'dan sonra bu zorro (1998) filmi ile başlamıştır...
rolüne çok güzel oturduğunu düşünüyorum onun. zorro'nun gerektirdiği herşey onda mevcut. ki zorro özelliği gereği esprili bir karakter olmasından dolayı antonio banderas'ın mimikleri çok süperleştiriyor olayı. yani oyunculuk adına antonio adına hiç bir eksiği yok filmin...
ortalama yedi sene sonra 2. zorro filmini izlemek güzel oldu... sabırsızlıkla bekliyordum zaten siyah pelerinli dostumuzun sinema ekranındaki macerasını... nedense zorro'yu tam olarak kavrayamadığım bazı nedenlerden dolayı çok seviyorum... sanırım tam olarak bir süper-kahraman olmamasından dolayı olabilir.. gerçek bir halk adamı oluşu, diğer
süper-kahramanlar gibi normal-ötesi özel güçlere sahip olmaması gibi... güzel at kullanması, siyahi giyimi ve insansı yönleri ile ilginç bir asalet var onun üzerinde... (odamın duvarını süslemeye başlayan enfes ötesi bir posteri var ki görmeniz lazım.. böylesi bir asalet zor rastlanır cinsten...) belki de mizah anlayışı en gelişmiş kahraman diyebiliriz onun için.. buna tarzı da neden oluyor... genelde düşmanlarını küçük düşürmek ve onlarla alay etmek gibi...
eşi için diyecek bişey yok zaten fanatikleri bilir zeta-jones gayet uygun bir zorro eşidir... gereken herşeyiyle... oğluna gelirsek onu da canlandıran veledi çok güzel seçmişler.. takdir edici... çocuk rol değil bizzat kendini oynuyordu... hiç yapmacık değildi ve sinemada gelmiş geçmiş en iyi çocuk yıldızlardan birisiydi bence.
eksilerinden bahsetmek gerekirse, ilk filmin böyle daha bir bölgesel ve insancıl bir ilerleyişi vardı... misyonu evrenseldi... ama bu film az da olsa zorro'ya abd'ye katılmak isteyen kaliyorniya'ya yardım ediyormuş gibi bir misyon yükleyerek onun merkezinde ilerledi...
zorro'nun potansiyelini kısıtladı haliylen.. böyle eksilerden dolayı konu adına ilk film daha güzel olmuş oldu ama işte benim gibi zorro severler için tüm vaadlerini sonuna kadar sunuyor...
eğlenmek adına sorunsuz bir film... zorronun hapisten çıktığında oğluna "hapishane insanı çok değiştiriyor" demesi gibi, tren üstündeki atın tüneli görünce gözlerinin fal-taşı açılması gibi ayrıntılar çok keyifliydi...
ha unutmadan... ilk filmin müzikleri oldukça muhteşemdi diye burada da hemen hemen aynılarını kullanmışlar. bence devam filmlerinde olması gereken en güzel şey budur... zaten çok sevdiğim marc anthony ve tina arena düetli i want to spend my lifetime loving you şarkısını filmden beri defalarca dinliyorum... halen dinlememiş olanlar "en iyi soundtrack" kategorisinde gözü-kapalı değerlendirebilirler parçayı...
quiero zorro...
me gusta zorro...
duende Neo...
2 yorum:
slm bende senin sayfanı gezdim farklı birşey olurmu ki benim sitemi beğenmemiş diye düşündüm kendi sitesi nasıl dedim pek bir fark yok ben sadece okulda olduğum zamanlar yazabiliyorum ders aralarında ancak bu kadar ve leni olduğumu da söyledim... sayfa yapısıyla ilgili neler yapabilirmi diye yardım istemiştim
bu konuya komünitede devam etsek ?! nasıl olur... ben tamamiyle beğenmedim gibi birşey demedim üstelik.. sadece günlük tarzı ne gerektiriyorsa öyle demek istedim.. her telden anlamında yani. ben sadece gördüğün gibi sinemaya ağırlık verdim..
Yorum Gönder