DİKKAT.. bu yazıyı okumak için dizinin en az ilk 4 bölümünü izlemiş olmak gereklidir.. yoksa spoiler kurbanı olabilirsiniz..
sonunda bu diziye başlamam kaçınılmaz idi... uygun zamanı denk getiremiyordum ama... ilk sezon dvd rip divxler piyasa düşüp... bir bir indirmeye başladığımdan beri artık diziye el atabildim...
ilginç bir dizi.. ilk bölüm çok aşmış gelmişti... gerilim hissi, heyecan hissi, bir dizi izlediğimi değil adeta bir sinema filmi izlediğimi düşündürtmüştü... kalite çıtası yüksek yani o yüzden.
benden önce izlemiş arkadaşlarım... ilk bölümü izledikten sonra bana... off daha ilk bölüm mü... yandın sen... ilerde yamulacaksın resmen... gibi tepkiler veriyorlardı. bu bende ister istemez belli bir beklentiye neden oldu. ve ilk bölüm gerçekten "çabuk ikinci bölümü açıp izleyelim" tarzında bir durumda bitiyordu... hadi bakalım diyip devam ettik... ilk dört bölümü böylece izledik ama... açıkcası "16 yıllık yardım çağrısı" dışında çok aşırı ilginç bi şeye rastlamadım daha.
"diğerleri" diyebileceğimiz varlıkların... ilk bölüm sonunda dinazor olabileceğini düşledim... ama düşlerken bi yandan da "umarım o kadar basit değildir" diye dua ediyordum... çünkü dinazor olsalar, o tarz bir yaratık olsalar... çok farklı yaratıcı bir durum olmayacağını düşüneceğim ki o tarz şeyleri zaten yıllardır izledik. ki bu kadar çok kişi "lost" diye inliyorken... onların öyle şeyler çıkmasıyla... o kadar izleyici garipseyeceğime eminim.
tabi yanlış anlaşılmasın.. dizi oldukça güzel.. karakterler çok süper... farklı ırkların olması... karakterlerin mazisine yapılan flaşbekler falan çok sıkı. izleyiciyi ters köşeye yatıran (kate'in kelepçeli olması gibi) bilgi akışı cazibeli. sadece ben bu kadar çok konuşulmasının nedenlerinin.. daha yüksek ve ilginç şeyler olabileceğini düşündüğümden... ki ilk 4 bölüm belki erken bunu
hissetmek için... ilerde gerçekten "yamulmak" istiyorum.. bunca izleyicinin haksız olmamasını istiyorum ve başyapıt olarak nitelendirebileceğimiz bir dizinin varlığını hissetmek istiyorum...
bu arada uzakdoğulu aile epey ilgimi çekmeye başladı. ilginç bir tavırları var. ve şu 16 yıllık yardım çağrısı gerçekten ilginç bir bilgi. 3. bölümün sonunda çalan o.c. tarzı şarkı ise... ne oluyoruz yahu mutluluk mu geliyor... diye düşündürtmüştü beni :)
neyse...
paylaşayim dedim...
sonunda bu diziye başlamam kaçınılmaz idi... uygun zamanı denk getiremiyordum ama... ilk sezon dvd rip divxler piyasa düşüp... bir bir indirmeye başladığımdan beri artık diziye el atabildim...
ilginç bir dizi.. ilk bölüm çok aşmış gelmişti... gerilim hissi, heyecan hissi, bir dizi izlediğimi değil adeta bir sinema filmi izlediğimi düşündürtmüştü... kalite çıtası yüksek yani o yüzden.
benden önce izlemiş arkadaşlarım... ilk bölümü izledikten sonra bana... off daha ilk bölüm mü... yandın sen... ilerde yamulacaksın resmen... gibi tepkiler veriyorlardı. bu bende ister istemez belli bir beklentiye neden oldu. ve ilk bölüm gerçekten "çabuk ikinci bölümü açıp izleyelim" tarzında bir durumda bitiyordu... hadi bakalım diyip devam ettik... ilk dört bölümü böylece izledik ama... açıkcası "16 yıllık yardım çağrısı" dışında çok aşırı ilginç bi şeye rastlamadım daha.
"diğerleri" diyebileceğimiz varlıkların... ilk bölüm sonunda dinazor olabileceğini düşledim... ama düşlerken bi yandan da "umarım o kadar basit değildir" diye dua ediyordum... çünkü dinazor olsalar, o tarz bir yaratık olsalar... çok farklı yaratıcı bir durum olmayacağını düşüneceğim ki o tarz şeyleri zaten yıllardır izledik. ki bu kadar çok kişi "lost" diye inliyorken... onların öyle şeyler çıkmasıyla... o kadar izleyici garipseyeceğime eminim.
tabi yanlış anlaşılmasın.. dizi oldukça güzel.. karakterler çok süper... farklı ırkların olması... karakterlerin mazisine yapılan flaşbekler falan çok sıkı. izleyiciyi ters köşeye yatıran (kate'in kelepçeli olması gibi) bilgi akışı cazibeli. sadece ben bu kadar çok konuşulmasının nedenlerinin.. daha yüksek ve ilginç şeyler olabileceğini düşündüğümden... ki ilk 4 bölüm belki erken bunu
hissetmek için... ilerde gerçekten "yamulmak" istiyorum.. bunca izleyicinin haksız olmamasını istiyorum ve başyapıt olarak nitelendirebileceğimiz bir dizinin varlığını hissetmek istiyorum...
bu arada uzakdoğulu aile epey ilgimi çekmeye başladı. ilginç bir tavırları var. ve şu 16 yıllık yardım çağrısı gerçekten ilginç bir bilgi. 3. bölümün sonunda çalan o.c. tarzı şarkı ise... ne oluyoruz yahu mutluluk mu geliyor... diye düşündürtmüştü beni :)
neyse...
paylaşayim dedim...
1 yorum:
evet gerçekten, arkadaşlarının da dediği gibi yolun başında olduğunu söyleyebilirim. dizi, sanırım şu ana dek 39 bölüm yayınladı ve insanlar 39 bölüm yayınlanmış bir diziden hala ilk sezonun ilk bölümleri gibi bir tat alabiliyorlarsa bu dizinin başarısını görmek için yeter de artar bile. yılma, üşenme, izle bence izleyebildiğin kadar. böyle bir diziyi eş zamanlı olarak izlemenin tadını çıkar. bir daha kolay kolay gelmez çünkü bu ayarda bir proje.
Yorum Gönder