hehe ajan'ımızı gördük ya etkilendik haliyle o yüzden böyle "ayrıntılı inceleme" gibi iddialı başlıklar açabiliyoruz.. tabi bu demek değil incelemeyeceğiz.. mümkünse atlamadığım herşeyden bahsetmek istiyorum, ilişmeyin, bu prison break'sızlık benimdi.. bitti..
gelelim çoşkuya..
düşünüyorum da bulamıyorum ben arkadaş... bir başka dizi... şu dakikalarda beni... uykunun rüya görmemiz gerektirdiği rem bölümününe inat bir dirençle ekran başında tutsun, tutsun hatta tekrar izlesem mi diye düşündürtsün.. 1. sezonda da böyle olmuştu. hayatımda ilk kez bir dizinin 5 bölümünü gecenin köründe tek seferde izlemiştim. bu yüzden çok ayrı bir yerde duracak galiba P.B. benim için. P.B. diye kısalttım ama şimdi bakınca hoşuma gitmedi bu çaba hiç kasmam çatır çatır yazarım üşenmeden Prison Break diye çünkü bunu yazmak bile çok keyifli bir şey :))
dizi başladı, biraz izledik ve jenerik girdiğinde psikopatça sırıttığımı farkettim. Prison Break "kadar"... aynı anda adrenalinin tepeye vurmasına ve paçadan sarkmasına neden olarak izlediğim başka bir dizi hatırlamıyorum. bir 24 var işte abisi.. bir de bu işi daha ağırdan alan Lost.. zaten Lost kabızsa, Prison Break ishaldir gözümde..
zaman zaman düşünüyordum, "tamam sevdik ettik bu diziyi, şimdi kaçtılar, hapisten dışarda devam edecek falan, nasıl eski tadını verecek mi" şeklinde.. kaygılanıyordum.. yine de merakımı gideremiyordum.. ne olursa olsun izleyecektim ama bu bölümden sonra şunu farkettim ki... tamam dar mekanın getirdiği psikolojik baskı çok lezizdi, yeri dolmaz ama... şimdi bu dizi yine hapiste geçseydi bu sefer de aynı tadın devamı klişe hissine neden olacaktı... yenilikçi gelmeyecekti ve kısa olmasının getirdiği bu hiç yok olmayacak keyfi ortadan kaldırabilecekti.. işte bu açıdan bakınca aslında bu karar çok yerinde. 1. sezon hep öyle kalacak ve yeni birşeyler izleyeceğiz.. sizi şimdi bu yeniliklerden, farklardan ve ayrıntılarından bahsedeceğimiz ikinci sezon birinci bölüm içerikli paragrafımıza alalım... tabi spoilerin başlayacağı nokta burası olduğundan buraya kadar yoldaşlık ettiğimiz izlememiş arkadaşlara hoşçakalın diyelim... :)
- SPOILERin başladığı yerdir burası -
elimizde ne var ?...
süper bir devlet ajanı var. kendisini daha önce INVASION* isimli dizide şerif Tom Underlay* olarak izledik, benimsedik.. diye mi bilmiyorum ama bu güne kadar bir Ajan Smith vardı gözümdeki klas ajan kalıbıyla, şimdi bir de bu amca var artık.. yeniliktir bu. ilk sezonda en akıllı varlık Scofield idi.. şimdi bu ikiye yükseldi. en az maykıl kadar çakal bir adam var karşımızda.. maykıl'ın 1. sezondaki aşmış planlarını şimdi de bu amcanın gözüyle izlemiş oluyoruz, bıkmıyoruz..
maykıl için "maykıl aynı maykıl" diyebiliyoruz gönül rahatlığı ile.. herif aşmış akıllı, kararlı.. "abruzzi'nin jeti plan A'ydı.. o zaman bizde ihtiyacımız olan herşey var." demek nedir ya.. nasıl bir psikopatlıklık böyle... adamın dövmeleri bile devamlılığını koruyor. onların sadece hapishaneden kaçış için olmadığını öğrendik, sevindik...
bu arada özlemişiz herkesi... t-beg'in doktora yaptığı yüz hareketi tam onun tarzındaydı.. manyak herif işte. bellick ise nasıl koşuyordu trene doğru ama :))
ve dramatik final... şu veronica'ya sana insan diyenin şeklinde seslenesim geliyor ama artık bunu duyabileceğini bile sanmıyorum. o kadar kastır, koştur, takdiri topla ama bu denyoluğu yapma lütfen ya.. bu kadar komplolu bir merkezde "telefon" kadar basit bir ayrıntıyı atlarlar mı sanıyordun... dizinin çoşkusu yetmiyormuş gibi böyle üzücü bir bölüm, bu nasıl bir acımasızlıklır tepkisi yaratıyor ve bir başkana rağmen o koruma herifin o gevrek sırıtışı falan adama "o binayı ne yapar-ederim yerle bir ederim" dedirtiyor...
Prison Break çok sıkı başladı.. kavuştuk.. mutluyuz...
3 yorum:
doktor sara tancredi'ye oldu olan bir de.
ohh be sonunda prison break konuşabileceğim birini buldum :)
spoiler' a gözüm kayacak diye korka korka okudum mouse' u çok dikkatli tuttum ama bakmadan bitirdim. nefsimi yendim :P
geçen hafta 1. sezon bölümlerini izlemeye başladım. hiç bi fikrim yoktu ve tamamen can sıkıntısı gidereyim diye almıştım bi de dayım çok övmüştü merak etmiştim.
ilk bölümü izledikten sonra aynı gün içinde 6-7 bölüm daha izleyerek kafayı oynatma noktasına geldim :) ama her saniyesine değiyor :) hergün 5-6 bölüm izledim ve bitirdim ama hayatımı etkiledi resmen :) mesela gidip saçımı kestirecem, master' ımı inşaat mühendisliğiyle yapıcam, eve bir sürü post it alıcam.. gibi :)
bi ara okuldayken ortamı hapishane gibi görüyodum ya :) herkes bir arada derse giriyoruz yoklama var. neyse 2. sezonu bulana kadar normal hayata devam edeyim.
iyi ki kaçtılar. yoksa dediğin gibi havası kaçardı dizinin. giriş müziği için de 2-3 dk. olsa ne güzel olur.
sara' ya ben de üzüldüm ama geri döneceğine inancım tam :) ama keşke Westmoreland da ölmeseydi. 2. sezon dvd leri çıksın diye gün sayıyorum ama çok var galiba :)
sırf yazmak için kaydoldum aslında görüyorsunuz ki nickimi bile sara diye yazdım arkadaşlar arasında ben çok mu kaptırdım kendimi bu diziye diyordum değilmiş
ben bi ay önce bitirdim 1. sezonu şu an bunları yazarken 2. sezonun 8. bölümü yükleniyor bilgisayara iki gün sonra da abim tüm sezonu ve 3. sezonu getirecek zaten onun sayesinde başladım bu müthiş dizilere ilk başta lostu çooook seviyordum ama şu anda benim için çürümüş domates değerinde micheal süper sara süper sucre süper ama ben acı gerçeği öğrendim tavsiyem süpriz olsun diyenlerin bunu okumaması bizim müthiş saramız hamileymiş[gerçekte] bu yüzden 3. sezonun galiba 4. bölümünde kafasını kesip çöp kutusuna atıyolar tanrım...
bence bu yorumları okuyanlar eğer başlamadılarsa hemen başlasınlar çünkü bence bu bir dönüm noktası hehe
Yorum Gönder