evet nacizane gözlemlerimi aktarayim.. yalnız ben bir x-men çizgiroman okuma mazisine sahip değilim onu bildireyim en başta. zaman zaman spider-man'e yardım eden çizgi karakterlerin çizgifilmlerinden biliyorum sadece. ve 1. ile 2. film sonralarını kapsayan süreçlerde kendi çapımda (bkz: kendi çapında pasta.. halley) ve arkadaş çevresinin katkısı ile biriktirdiğim bilgilerden ibaret..
film kendini kurtardığından bu başlığı tam olarak haketmiyor aslında yazı.. nerdeyse x-men değil de "phoenix vs dünya" şeklinde birşey izlediğimi düşünüyordum. neyse ki bu dengeli şekilde kendini dizginleştirdi.. tamam phoenix bu.. yani önünde akan sular durması gerekiyor ama filmin ve x-men olayının temeli bence bir sürü mutant'ı içerdiğinden öyle bir "esas-oğlan" ya da "esas-kız" üzerine gitmesi anında dikkat çekebilir.. x-men'i bence diğer çr'lardan ayıran en önemli nokta da budur.. o yüzden bence phoenix daha çok aksiyona girseydi filmde kesinlikle tadı kaçabilirdi.. filmde bir sürü mutant görüyoruz ve seviniyoruz. film bazında doyuyoruz.. yoksa x-men'in tadına doyulabilir mi ? :)
ama film bana kısa geldi. 1 buçuk saat yerine 2 yada iki buçuk saat olsaymış o zaman çok daha iyi olacakmış eminim.. çünkü konusu buna oldukça müsait idi.. ve filmde "aaa yeter artık" denilecek hiç bir kendini tekrar durumu yoktu. ki bir sürü mutant olunca 2-2.5 saat için yeterince malzeme vardı yani..
görsellik yönünden zaten kötü yönde konuşulabilecek hiç birşey yok.. saolsun holywood bizi sinemaya gidip dev ekran ve güçlü ses açısından sorunsuzca tatmin ediyor.. her efekt oldukça yerindeydi ve seyirciye "sırıtıyor" deme şansını asla vermiyor. karakterlerin uçmaları bile çok başarılıydı. zaten phoenix'in çoştuğu sahnelerde çok keyif aldık, nefes kesen sahnelerle doluydu.. x-men'i sevelim ya da sevmeyelim sırf bu görsel başarısı için izlenir bu film.
ve bence filmin posteri de.. ismi de yanlış. posterde angel falan var ama filmde çok zayıf.. gerek yok yani ön plandaymış gibi tutulmasına.. ismine gelirsek zaten bu yazının ana amacını oluşturan noktaya gelmiş oluruz. bu filme serinin son halkası diyorlardı.. bu bilgiyle ki oldukça üzülerek gitmiştim filme. ve filmde son sahneler de dahil hiç bir şekilde son film olduğunu gösteren bir kompozisyon tarzında "sonuç" bölümü yoktu.. çok güzel bir ara film olmuş. ve bence bitmeyecek.. kesinlikle devam edecek..
magneto'nun son hareketinden de anladığımız gibi bu tedavi (şükürler olsun) geçiciymiş.. bunu kabul edersek mystique için de üzüntümüz geçer. ve prof X de bir şekilde geri gelebileceğine göre üzülecek olduğumuz kişiler cyclops olur (o zaten aşktan dolayı dağıtmış bir karakter olarak pekte sağlıklı bir x-men profili çizemeyeceğinden sorun teşkil etmez), jean grey olur ( o da zaten phoenix tarafına yenildiğinden jean grey'e pek dönemeyeceğinden ve phoenix olarakta dünyanın gidişatı açısından büyük sorun teşkil edeceğinden ).. ve okul aynen devam ediyorsa.. wolverine karizma olarak orada kalıyorsa x-men film serisi böyle asla bitmez. kısacası "yaşasın".
magneto'dan özel olarak bahsetmem gerekiyor. resmen yükselişe geçti amcamız.. zaten o rolde başka bir insan düşünemeyeceğim gibi mimikleri dahil bu kadar mı oturaklı olur.. onun mutant özelliği zaten holywood açısından çok "ballı kaymak" konumda olduğundan özellikle otoyol sahnesi zirvede olmak üzere tek kelimeyle taptık.. adamları için yaptığı şeyler (otoyol sahnesi) alkışlanır.. artı köprüdeki araba içindeki kadının davranışı sonrası magneto'nun bakışını kaç kişi unutabilir :) ayrıca "karton kötü" olmaması da çok güzel. hatırlarsınız pyro ile dolaşırken pyro'nun "bıraksaydın prof. x'i öldürürdüm" sözü üzere bile "dur bi dakika dur, onun mutantlar için yaptıklarını hayal bile edemezsin" tarzındaki sözleri ile... sonra phoenix kaçınca onu evinden almaya giderken prof. X ile yaptığı sohbet, tavırları falan hep birbirine herşeye rağmen saygı duyan iki eski inatçı kurt şeklindeydi.. magneto'ya hiç bir şekilde öfke duyamıyorsunuz.. davasında kendince haklı bir ağır abi kendisi. işte bu yüzden finalde kıpraşan satranç taşını görünce çok sevindim..
ve mystique.. filme gitme nedenlerimin başında olan karakter. ve onu canlandıran oyuncunun da büyülü güzelliği.. zaten kendisinin femme fatale'de de izleyip sevdiğimiz bir kişi olduğunu öğrenince çok sevinmiştim zamanında. onun insana dönüştüğü sahne unutulmaz karelere girecektir haliyle :) (bkz: benim bittiğim an o andır) etkileyici güzellik.. kısa ve öz karakter.. bir içim su..
kısaca çizgiromanı okumayan kesimi çizgiromana karşı hırslandırıcak kadar güzel bir dünya var x-men filmlerinde. her filmde ikiye katlandı bu kalite.. son bölüm olmadığını hissettiricek kadar güzel bir ara film benim gözümde.
(bkz: daha iyisi olana kadar en iyisi bu)